Yayın Tarihi: 3 Aralık 2024
Bu yıl, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz politikasıyla ilgili mesajları oldukça dikkat çekiciydi. Yıla, gelecekte faiz indirimlerinin gerçekleşeceği beklentisiyle başladık. Bu görüşler, geçen yılın 14 Aralık'ında yapılan açıklamalarda şekillenmişti:
"Officials expect rates to fall even lower in 2025, with most officials forecasting they would end up between 3.5 per cent and 3.75 per cent."
Fed'in faiz oranını şu anda %5,25-%5,5 aralığında tutmasına rağmen, gelecekte oranların %2 seviyelerine yaklaşacağı sinyalleri verilmişti. Bu durum tahvil piyasasında hareketlilik yarattı. Öyle ki, 10 yıllık tahvil getirileri %3,8'in altına kadar düşmüştü. Ancak şu an bu oran %4,21 seviyesinde.
Fed Yönetim Kurulu Üyesi Waller’in Açıklamaları
Dün Washington'da konuşan Waller, faiz indiriminin devam edeceğine dair güçlü ipuçları verdi:
"After reducing the policy rate 75 basis points since our September meeting, I believe that monetary policy is still restrictive and putting downward pressure on inflation without creating undesirable weakness in the labor market."
Waller, mevcut faiz oranlarının hâlâ sıkılayıcı olduğunu vurgularken, politikanın daha nötr bir seviyeye yaklaşması gerektiğini belirtti:
"The motivation for continuing to cut the policy rate at the FOMC’s next meeting begins with how restrictive the current setting is."
Fed’in 2024 sonunda faiz oranını %3,4 seviyelerine indirme hedefi olduğunu da ekledi:
"In September, the median of the projections of FOMC participants was that the federal funds rate would be 3.4 percent at the end of next year, which is about 100 basis points lower than it is today."
Bu açıklamalar, piyasaların faiz indirim beklentisini artırarak tahvil getirilerinde düşüşe yol açtı.
Enflasyon ve Belirsizlik
Waller, enflasyonu kontrol altına alma sürecini renkli bir dille anlattı:
"Overall, I feel like an MMA fighter who keeps getting inflation in a choke hold, waiting for it to tap out yet it keeps slipping out of my grasp at the last minute. But let me assure you that submission is inevitable—inflation isn’t getting out of the octagon."
Ancak hemen ardından enflasyonla ilgili belirsizliği şu sözlerle kabul etti:
"Monthly readings on inflation have moved up noticeably recently, and we don’t know whether this uptick in inflation will persist, or reverse, as we saw a year ago."
Eğer enflasyonun gelecekteki seyri belirsizse, faiz indirimi için böylesine kararlı bir duruş sergilemek sorgulanabilir.
ABD Ekonomisinin Durumu
Waller’in ekonomik değerlendirmesi, aslında faiz indirimlerine gerek olmadığını düşündürüyor:
"Real gross domestic product (GDP) grew at a strong annual pace of 2.8 percent in the third quarter of 2024, and indications are that growth in the fourth quarter will be a bit slower. An average of private sectors forecasts predicts 2.2 percent, while based on fairly limited data so far, the Atlanta Fed’s GDPNow model currently predicts 3.2 percent."
Eğer Atlanta Fed’in tahmini doğruysa, faiz indirimleri gereksiz hale gelebilir. Çünkü büyüme güçlü seyrediyor ve enflasyon hâlâ hedefin üzerinde. Ayrıca geniş para arzı (M2) yıllık %3,1 büyüme hızıyla toparlanma sinyalleri veriyor.
Yorumum
Fed, faiz indirimi yapmak zorunda olmamasına rağmen bu adımı atmaya yönelik güçlü sinyaller veriyor. Peki, bu adımın ardındaki asıl neden ne? Cevap, büyük ölçüde konut piyasası olabilir:
"By this time next year, the share of US mortgages with rates in excess of 6% could outnumber those with rates below 3%. A good example of how monetary policy operates with lags."
Bu durum, Fed’in faiz indirimlerinin ardındaki temel motivasyonun konut piyasasını desteklemek olabileceğini gösteriyor. Ancak bu karar, güçlü bir ekonomi ortamında uzun vadede başka riskler doğurabilir.