Popüler Yayınlar

5.12.2024

Para Piyasası ve Faiz Beklentileri: Piyasa Gerçekten Hazır mı?

05.12.2024

Son günlerde ekonomi dünyasında sıkça konuşulan bir konu var: 

Analistlere göre Merkez Bankası'nın (TCMB) beklenen faiz indirimleri senaryosu:

''Aralık ayında başlaması beklenen bu faiz indirimlerinin, her ay düzenli olarak 150-200 baz puan civarında devam edeceği öngörülüyor.''

Ancak bu tahminler ne kadar mantıklı olursa olsun, göz ardı edilemeyecek bir soru var: Piyasa bu duruma gerçekten hazır mı, yoksa bambaşka bir dünyada mı yaşıyor?

Bugün Takasbank Para Piyasası'nın 1 aydan uzun vadeli işlemlerine dair bir tabloyu incelerken karşılaştığım veriler bu soruyu daha da anlamlı kıldı. Tablodaki veriler, piyasanın mevcut faiz politikalarını ve beklentilerini anlamak açısından oldukça çarpıcı bir vaziyeti gösteriyor.

Tablodan Yansıyanlar: Yüksek Faizler ve İşlem Hacimleri

Tabloda, 33 günlük vadede faiz oranlarının %50 olduğunu görüyoruz. Dahası, bu vadedeki işlem hacmi tam 150 milyon TL gibi ciddi bir büyüklüğe ulaşmış durumda. Daha uzun vadelerde faiz oranlarının kademeli olarak %47-48 seviyelerine indiğini görüyoruz, ancak bu oranlar bile piyasanın genelinde oldukça yüksek bir görünüm sergiliyor.

Birkaç örnekle öne çıkan noktalar şöyle:

  • 33 Günlük Vade: Faiz oranı %50, işlem hacmi 150 milyon TL (3 işlem).
  • 61 Günlük Vade: Faiz oranı %49,75, işlem hacmi 70 milyon TL (2 işlem).
  • 182 Günlük Vade: Faiz oranı %47,50, işlem hacmi 12 milyon TL (1 işlem).
  • 187 Günlük Vade: Faiz oranı %47,46, işlem hacmi 65 milyon TL (5 işlem).

Bu tabloya bakıldığında, piyasanın yüksek faiz oranlarında işlem yapmaya devam ettiğini görüyoruz. Peki, MB’nin faiz indirimi beklentileri konuşulurken bu oranlar ne anlama geliyor?

Piyasa Neyi Fiyatlıyor?

Bu veriler, birkaç önemli çıkarımı beraberinde getiriyor:

1. Likidite Sıkışıklığı:

Tablodaki oranlar, bankalar arası piyasada ciddi bir likidite sıkışıklığı olduğunu gösteriyor. Daha kısa vadelerdeki %50 gibi astronomik faiz oranları, piyasadaki acil nakit ihtiyacını yansıtıyor. Bankalar, kısa vadeli fonlama için bu oranları kabul ediyor ve bu da piyasanın yüksek bir risk algısına sahip olduğunu gösteriyor.

2. Beklentiler ile Gerçeklik Arasındaki Fark:

Faiz indirimi beklentileri her ne kadar konuşuluyor olsa da, piyasa şu anki ekonomik gerçeklere göre işlem yapıyor. Yani, beklenti ne olursa olsun, bugünün ihtiyaçları daha baskın. MB'nin faiz indirimi kararı alsa bile bu kararların piyasa fiyatlarına yansıması zaman alabilir.

3. Piyasa Psikolojisi:

Tablodaki yüksek faiz oranları, piyasanın risk ve belirsizlik algısını da ortaya koyuyor. Yatırımcılar ve bankalar, gelecekte daha düşük faiz oranlarının uygulanacağını bilseler bile, mevcut finansal ihtiyaçlarını bugünün koşulları üzerinden karşılamak zorundalar.

Bir İroni: Beklentiler ve Yüksek Faizler

En dikkat çekici nokta, piyasanın bir yanda Merkez Bankası'ndan faiz indirimi beklerken diğer yanda yüksek faiz oranlarıyla işlem yapmaya devam etmesi. Bu durum, piyasanın iki farklı gerçeklikte yaşadığını gösteriyor:

  1. Beklenti Dünyası: MB'nin faiz oranlarını düşürmesi ve ekonomik koşulların gevşemesi.
  2. Gerçeklik Dünyası: Yüksek likidite ihtiyacı ve artan risk algısı nedeniyle astronomik faiz oranları.

Bu iki dünya arasındaki çelişki, piyasanın karmaşık yapısını ve finansal aktörlerin birbirinden farklı önceliklere sahip olduğunu gösteriyor. Aslında, sanki piyasa bir yanda faiz indirimi beklerken, diğer yanda ‘şu anın’ ihtiyacını karşılamak için yüksek faizlere razı olmuş durumda. Bir tarafta ‘umutlu geleceğe’ bakarken, diğer tarafta cebindeki bozuk parayla bugünü idare etmeye çalışan bir piyasa gibi…

Sonuç: "Beklentiler" ve "Gerçekler" Arasında İnce Çizgi

Takasbank Para Piyasası'ndaki bu tablo, bize birkaç kritik ders veriyor:

  1. Faiz indirimlerinin etkisi zaman alabilir: MB faiz oranlarını düşürse bile, piyasadaki likidite sıkışıklığı kısa vadede bu oranları etkisiz kılabilir.
  2. Piyasa şimdiye odaklıdır: Ekonomi ve finans dünyasında işlemler, teorik beklentilere değil, bugünkü ihtiyaçlara göre şekillenir.
  3. Yüksek faizler, acil ihtiyaçların bir sonucudur: Piyasanın bu kadar yüksek faiz oranlarında işlem yapması, likiditeye olan yoğun ihtiyacın bir yansımasıdır.


Bu tabloyu inceledikten sonra şunu bir kez daha anlıyoruz: Finansal piyasalar, "şimdi"yi yaşar ve kararlarını mevcut gerçekliklere göre alır. Gelecekte faiz oranlarının düşeceği beklentisi, bugünkü ihtiyaçları değiştirmez. Bu yüzden ekonomi dünyasında "beklentiler" ve "gerçekler" her zaman aynı noktada buluşmaz.

Sonuç olarak, Merkez Bankası'nın faiz kararlarıyla birlikte bu oranların nasıl değişeceğini görmek, önümüzdeki dönemde ekonominin en ilginç hikayelerinden biri olacak. Piyasanın bu hikayede nasıl bir rol oynayacağını hep birlikte izleyeceğiz.