Popüler Yayınlar

6.12.2024

Amerikan Doları Dalgacılığı

Dolar Dalgacılığı: Ekonomide Gerçek İşlevini Yitiren Kavramlar

    Dolar üzerinden yapılan yatırımların artık absürt bir hal aldığını görmek için çok uzağa bakmaya gerek yok. Türkiye’de yatırım kavramı öyle bir noktaya geldi ki, parayı ekonominin büyümesi ya da katma değer yaratmak için değil, kısa vadeli spekülasyonlarla para kazanmak için kullanıyoruz. Dolar makasından medet ummak ya da “kur hareketliliği” üzerinden kar elde etmeye çalışmak yeni normalimiz haline geldi.

Para ve Yatırımın Anlamı Türkiye’de Kayboldu

    Para, mal ve hizmet satın almak için kullanılan bir araçtır. Yatırım ise uzun vadeli bir perspektifle, değer yaratmak için sermayeyi yönlendirme sürecidir. Ancak Türkiye’de bu iki kavram da tamamen işlevsizleşmiş durumda. Bugün para, dolar ve altın gibi araçlarla spekülasyon yapmanın bir simgesi haline geldi.

    Yatırım dediğimiz şey, ülke ekonomisini geliştiren bir araç olmaktan çıkıp, döviz ticaretinden ne kadar fazla kazanabiliriz sorusuna indirgenmiş durumda. Herkes döviz alıp satmanın peşinde, bireylerden şirketlere kadar. İşin daha garibi, bu döviz takıntısı yüzünden ihracatçılar bile artık ihracat yapmak yerine döviz spekülasyonuna odaklanıyor.

İhracatçılar Yatırım Bankacısı mı Oldu?

    Eskiden ihracatçı dediğimizde aklımıza ürün üreten, katma değer yaratan, inovasyon yapan firmalar gelirdi. Şimdi durum tam tersi. İhracatçılar, adeta birer yatırım bankacısına dönüşmüş. Ellerinde hesap makineleri, sürekli kur takibi yapıyorlar. "Dolar bugün ne kadar arttı? Makastan nasıl kâr ederiz?" gibi sorularla günlerini geçiriyorlar.

    Bu şirketler için üretim ikinci planda. Katma değer yaratmak gibi bir dertleri yok. Onların derdi, dolardan ne kadar kazanabilecekleri. Kur farklarından gelir elde edebilmek için ellerindeki sermayeyi üretime değil, finansal spekülasyona yönlendiriyorlar.

Kapalı Çarşı ve Interbank Verileri: Sadece Bir Gösterge

    Döviz piyasasındaki bu eğilimleri anlamak için Kapalı Çarşı ve Interbank arasındaki kurlara bakmak yeterli. Makas çok büyük olmasa da, bu farklar bile spekülatif kazançlar için kullanılıyor. İşte elimizdeki veriler:

*Kapalı Çarşı

*06.12.2024 tarihli piyasa verileri.

Para Birimi       Çarşı Alış    Çarşı Satış     Interbank Alış       Interbank Satış
USD 34.720 34.750 34.79529 34.80001
EUR 36.675 36.750 36.86333 36.87607

    Bu tabloyu eklememin sebebi şu: Burada sadece bir veri sunuyorum. Asıl mesele, bu farkların ötesinde, piyasaların nasıl işlediği. İhracatçıların da bireylerin de bu kurları fırsat görüp ticaretten daha çok spekülasyona odaklanması, ekonomideki asıl problemdir.

Katma Değer Yerine Döviz Kovalamak

    Türkiye’deki ihracatçılar artık “Ne üretebiliriz? Hangi ürünle daha fazla değer yaratabiliriz?” sorularını sormuyor. Bunun yerine, “Kur yükselince kârımız ne kadar artar?” ya da “Dolar alıp satmaktan nasıl para kazanırız?” sorularını sormayı tercih ediyorlar.

    Bu, sadece bireysel kazanç için yapılan kısa vadeli bir plan değil; aynı zamanda ülkenin ekonomik geleceğine zarar veren bir davranış. Dövizden kâr etmeyi alışkanlık haline getirmiş şirketler, kur düşmeye başladığında panikleyip ekonomik destek talep ediyor. Üretim, inovasyon ya da uzun vadeli stratejiler tamamen unutulmuş.

Sonuç: Yanlış Yatırım Algısı

    Bugün ekonomiye baktığımda gördüğüm şey, dolar dalgacılığı yaparak ayakta kalmaya çalışan bir zihniyet. Bu, bireyden şirkete kadar yayılmış bir davranış biçimi. Para artık ihtiyaçların karşılanması ya da değer yaratılması için kullanılmıyor; spekülatif kazançların peşinde harcanıyor.

    Bu yazıyı, ekonomik sistemin bu yanlış yönelimine dikkat çekmek için kaleme aldım. Çünkü bu durumun sürdürülebilir olmadığını biliyorum. Eğer bir değişim olacaksa, bu ancak üretim ve katma değer yaratmaya odaklanmakla mümkün. Dövizi kovalamaktan vazgeçmek, gerçek yatırımı ve ekonomiyi yeniden düşünmek zorundayız.